Yolun kalbi Viyana’da attı… Kitap fuarı, yeni dostluklar ve şehrin büyüleyici sokaklarıyla serüvenin ikinci bölümü karşınızda.
AVUSTURYA GEZİSİ, WİENER NEUSTADT KİTAP FUARI
Budapeşte’den ayrılıp Avusturya’ya doğru yol aldığımızda, içimizi tatlı bir heyecan kaplamıştı.
Çünkü bu yolculuğun kalbinde bizi bekleyen büyük buluşma vardı:
Wiener Neustadt şehrinde bulunan Arena Nova da Kazel Expo’nun düzenlediği Türk Aile Buluşma Günlerinde stant açıp Romanlarımı Avrupa’da ki Gurbetçiler ile buluşturacaktım.
Yollar kısaldıkça kalbimizdeki heyecan büyüyor, yeni dostlukların ve unutulmaz anların habercisi oluyordu.
Avusturya’ya geçince yolun kalitesi daha da artıyor. Her şey düzenli, tabelalar net ve trafik oldukça sakin sanki bambaşka bir dünyanın kapıları açılıyor.
İlk durağımız Fuarın yapılacağı Wiener Neustadt Arena Novaya doğru yol güzergahında Badene bağlı Pottendorf da bulunan Eyüp Cami, vakit akşam namazı ile Yatsı arası.
Camiye girdiğimiz de tadilat yapıldığını gördük. Oradaki gençlere akşam namzı kılacağımızı söyledik.
Gençler; “Mescid yan tarafta içeride yönetimden Oktay abi var buyurun” dediler.
Mescide girdik bizi Trabzon Of’lu olduğunu öğrendiğimiz Oktay Özçelik bey karşıladı. “Halılar yeni serildi üzerinde ilk defa siz ve ben namaz kılacağız” dedi.
Namazımızı eda ettikten sonra hocamızla sohbet ettik. Yatsı vaktine kadar yemek yiyebileceğimiz bir Türk lokantası sorduk. Bize arabayı caminin yanında bırakıp caddeye kadar yürümemizi orada Tekin Döner olduğunu söyledi. Tekin dönere gittik. İşletmecisi Aksaraylı. Hesap ödeme zamanı hesabınız Oktay abi tarafından ödendi dedi. Tekrar Camiye geldik Yatsı Namazını eda edip. Oktay beye kitabımı imzaladım. Fuar alanına yola çıktık. İlgi ve alakasını bizden esirgemeyen, evimizden uzak diyarlarda bize yalnızlık hissettirmeyen Oktay hocamıza teşekkür ederiz.
Wiener Neustadt Arena Nova’ya gittiğimizde bizi Kazel Expo yöneticilerinden Sadettin bey karşıladı. Standımızı kuracağımız yeri gösterdi. Masa ve sandalyeleri verdi. Yarın saat 12 de açılış olacağını söyledi. Kendisine sıcak samimi davranışları dolayısı ile sonsuz teşekkürler.
Arabamızı Wiener Neustadt Arena Nova’nın bahçesinde sakin bir yere çektik. Fuara alanı 22:00 da kapandığı için Tuvalet çadırımızı kurduk Portatif Tuvaleti içine yerleştirdik. Fuara süresince geceleri kamp alanımızda geçirdik, arabamızda yattık..
 
  
 
Sabah gün ışığı ile birlikte kalkarak arabamızda çayımızı demledik kahvaltımızı yaptık. Öğleye doğru masamızda yerimizi aldık. İlk gün fuarda bulunan katılımcılarla tanıştık. Masama gelen okurlarımla tanışıp kitaplarımı imzaladım.
Yan masa komşumuz yedek parça dükkanlarının tanıtımını yapan ve Pottendorf da ailesi ile yaşayan Yozgatlı genç Mustafa ile tanıştık. Bu tanışma ailesi ile birlikte güzel bir dostluğun da başlangıcı olacaktı. Babası Murat bey, annesi Gülhan hanımla aramızda kardeşlik bağı kuruldu. Bizi evlerinde misafir etmeleri de gönül bağımızı perçinledi.

İkinci ve üçüncü gün de okurlarımızla buluştuk, tanıştık, kitaplarımı imzalayarak Memleket sevdalısı gurbetçilerimizle güzel sohbetler ettik.
 
  
 
“Yası Tutulamayan Hayatları ve Üç Kalp bir Hayat’ı” Avusturya da gurbetçi kardeşlerimize emanet ettik.
Kitap fuarı, yayınevleri, yazarlar ve okurlarla adeta kültürlerarası bir köprü kuruyor. Bizim için de yeni dostlukların, ilham verici sohbetlerin başladığı özel bir buluşma oldu.
Garip Şair rumuzlu Şair Hüseyin Yıldırım kardeşimizle tanıştık, yıllar sürecek bir dostluğa merhaba dedik. Yine imzalı kitabımı alan Rehber Sebahat Şahin hanımla da tanıştık fuar sonrası bize eşlik ederek Viyana’yı eşsiz anlatımı ile birlikte gezdik.
 
  
 
Üçüncü gün akşamında fuarda edindiğimiz dostlarla vedalaşarak gece yarısı arabamızı Pottendorf Eyüp caminin otoparkına bırakarak, trenle 17. Viyana’ya Bookingten iki geceliğine 97,58£ ödeyerek kiraladığımız eve doğru yola çıktık.
Lakin gece yarısı eve ulaştığımızda anahtarı söylenilen yerde bulamadık geceyi başka bir otelde geçirmek zorunda kaldık. Gerekli yerlere (Karakol, Booking, Türkiye Büyükelçiliği) şikâyetlerimizi yaptık geri ödeme almak için. Biraz uzun sürsede paramızı geri aldık.
15 Eylül sabahı kaldığımız otel yakınında ki Liman Türk Restaurant da kahvaltımızı yapıp hem okurum hem de rehberimiz olan Sebahat hanımla 1 nci Viyana’da buluşup Viyana’nın tarihi mekanlarını keşfe çıktık.
Fuar sonrası Viyana’yı keşfetmek ayrı bir heyecan. Şehrin tarihi dokusu ve zarafeti adım başı hissediliyor.
Viyana’nın en canlı ve tarihi meydanlarından biri olan Rathausplatz, şehrin kalbinde yer alıyor.
Çeşitli festivaller, açık hava konserleri ve Noel pazarları gibi etkinliklere ev sahipliği yapan bu alan, yılın her dönemi ziyaretçilerin ilgisini çekmeyi başarıyor. Geniş yürüyüş yolları, çevresindeki etkileyici yapılar ve şehirle iç içe geçmiş sosyal yaşamıyla tam bir buluşma noktası.
Bu meydanın hemen yakınında ise Viyana’nın en görkemli yapılarından biri olan Aziz Stefan Katedrali yükseliyor. Gotik mimarisiyle göz dolduran bu etkileyici katedral, 12. yüzyıldan bu yana şehrin dini ve kültürel simgelerinden biri. Renkli çatı motifleri, 136 metrelik güney kulesi ve etkileyici iç süslemeleriyle hem dıştan hem içten büyüleyici bir deneyim sunuyor. Katedralin kulesine çıkarak Viyana manzarasına kuşbakışı bakmak da mümkün. Lakin biz çıkmadık.
 
  
 
Viyana denilince ilk akla gelen yerlerden biri olan Schönbrunn Sarayı Şehrin en ihtişamlı yapılarından biri.
Hofburg Sarayı; Yüzyıllar boyunca Habsburg hanedanının kışlık ikameti olarak kullanılmış.
Belvedere Sarayı; Avusturya ordusunun ünlü komutanı Prens Eugene of Savoy’un yazlık sarayı olarak inşa edilmiş.
 
  
 
Graben Caddesi ve Veba sütunü; Viyana’nın en ünlü yaya caddelerinden biri şehrin merkezinde yer alıyor.Viyana’yı kasıp kavuran büyük veba salgını sonrasında İmparator 1.Leopol tarafından Allaha şükran ifadesi olarak yaptırılmış.
Viyana’nın tarih kokan sokaklarında gezerken Viyana’nın kamusal alanlarından Belediye binasını ve Parlamento binasını da dışından gördük. Burggarten Ve Mozart heykelinin önünde de fotoğraf çekinip, Hoher Markt meydanına yürüyoruz. Burada Ankeruhr Saatine doğru gelirken Rehberimiz Sebahat Hanım anlatmaya devam ediyor. Bu sıra dışı saat, yanlınca zamanı göstermekle kalmıyor, aynı zamanda Avusturya tarihinden önemli figürleri her gün müzik eşliğinde saatin katranına çıkarıyor. Mozart’ın yaşamının önemli bir dönemini geçirdiği evine de uğrayıp, rehberimiz Sebahat hanıma emekleri için teşekkür ediyor ve namazımızı kılmak için Cami arayışına giriyoruz.
10. Viyana’da Anadolu Camiinde öğlen ve ilkindi namazlarını eda ettik. Milli görüşe ait bir cami. Akademisi bile var. Ben hanımlarla yukarda sohbet ederken eşim Nurettin Beyde Cami imamı Mervan Mullaoğlu Hoca ve cemaatiyle tanışmış. Sonrasında beni de çağırdılar. Sağ olsun bir önceki cami hocası Tokat Almus’lu Ekrem İLHAN hocamız ve cami görevlisi beyefendi bizimle yakından ilgilendi. İkram edilen pizzayı çay eşliğinde afiyetle yedik. Sonrasında Ekrem hocamız bize tramvaya kadar eşlik etti.
O akşam arabamızı bıraktığımız Pottendorf’ Eyüp camisine geri döndük. Stant komşumuz Murat bey, ve Gülhan hanımlara veda etmek için telefon ettik. O kadar sıcak kanlı ve misafirperver bir aile ki, kapıdan vedalaşıp ayrılmamıza müsaade etmediler, bizi o gece evlerinde misafir ettiler. Fuarda başlayan güzel dostluk evlerinde demlendi ve inşallah hayatta olduğumuz müddetçe de dostluğumuz devam edecek.
 
  
 

Dönüş Yolculuğu
Aynı güzergâhtan geri dönüş yaparken, yolculuğun artık bir dost gibi geldiğini fark ediyorsunuz. İlk günlerde heyecan ve merakla baktığınız yollar, dönüşte birer anıya dönüşüyor.
Bu yolculuk bizim için sadece bir fuar gezisi değil, aynı zamanda yeni dostlukların kurulduğu, yeni şehirlerin ruhunu hissettiğimiz bir serüven oldu. Belki siz de direksiyon başına geçtiğinizde, bu satırların rehberliği size eşlik eder.
Selam ve Dua İle
Aynur YAVUZ

 
								 
								 
								 
								 
								 
			 
						 
						 
						